Dolar 32,4671
Euro 34,6955
Altın 2.437,43
BİST 9.908,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

Eskişehir!: Bir yanı şehir diğer yanı kent!

Fatih Tezce’nin kaleminden

Eskişehir!: Bir yanı şehir diğer yanı kent!
REKLAM ALANI
25 Ocak 2019 12:11

Yosun tutmuş bir ağaç; tam iki yüz beş yıllık! Yosunlar yolumuzu bulmamızı sağlar; yolda kalmayız, kaybolmayız; açıkta kalmayız;anne gibi elimizden tutar yosunlu ağaçlar. Sevelim ağaçları, dokunalım ağaçların yaralarına,dinleyelim rüzgarını, yapraklarından ayıklayalım ayrılıkları. Uzun zaman olmuştu böyle konuşmayalı bir ağaçla.
Eskişehir’de meşhur Hamam Yolu Caddesi üzerinde konulmaya çalıştığım bu ağaç Çevre Bakanlığınca koruma altına alınmış. O kadar kalın gövdesi var ki,gövdesine yakışır uzunluktaki dallarının altında bir çay bahçesi ve küçük de olsa çocuk oyun parkı var. Ağacın kolları yorulmuş, düştü düşecek! Kolay mı iki yüz beş yıl her gelene geçene el sallamak. Demir ve ağaçtan dirseklerle desteklenmiş ağaç. Ağaç demeyelim,o artık bir çınar.
Çınar ağacı malumdur Osmanlı’yı temsil eder. Yani bizi. Eskişehir’in ilk yerleşim yeri Odunpazarı zaten Osmanlı kasabası. Hatırlayın bundan on sene evvel Osmanlı’nın kuruluş topraklarının Söğüt değil, Eskişehir olduğu bile iddia edilmişti. Gerçek şu ki Eskişehir bir Osmanlı şehri. Bu nedenle Odunpazarı, Osmanlı’nın yadigarı olarak özenle korunuyor.
Kuşunlu Külliyesi’ne uzanıyor sanki çınarın diğer kolları. Elbette mübalağa yaptık. Demek istediğim,bölgede bir ahenk var. Çınar da korunmuş,Kurşunlu Külliyesi de korunmuş, camiiler de korunmuş, tarihi evler hatta tarihi arabalar bile. Mart 2019 Mahalli seçimlerde büyükşehir belediye başkanlığına aday olan Burhan Sakallı’nın Odunpazarı belediye Başkanı olduğu zamanlar zannımca ilçenin en nasipli olduğu iki döneme denk geliyor. Burhan Sakallı da nihayetinde bir şair,bir sanatsever. Biz şehirleri şairler,diğerleri kentleri yönetsin diyoruz. Kültürel olarak Eskişehir’in bu tarafı sanatçılarla değer kazanmış. Karşılıkı etkileşim var, bir çok sanat türü ve sanatçı da burada kıymet kazanmış. Cam sanatları, geleneksel sanatlar,ahşap sanatı, müzik ve musiki sayesinde ziyarete gelen her türden insanla bütünleşme sağlanmış. Sanki Osmanlı’da her millet ve görüşten insanın bir arda yaşaması gibi tüm kültürel öğeler bir arada yaşıyor burada. Koruma altına alınmış ikiyüzbeş yıllık ağaç gibi burada yolumuzu hiç kaybetmiyoruz. Ezan sesi camiye, ney sesi Mevlevihane’ye, kahve kokusu tarihi meydana, çayın rengi muhabbete götürüyor burada. Cam sanatları müzesi, tarihi evlerde tarihi yemekler, faytonlarda yürüyen bir tarih, göğe bakınca bulutlar bizi hiç yalnız bırakmıyor.Sahipsiz değiliz,atalarımızın kucağındayız. Taşlı yollardan hala katipler geçiyor sanıyoruz setreleri ıslanmasın diye ellerinde şemsiyelerle, bu dar ve yokuşlu tarihten.
Yolun sonunda ise şimdilerde Anadolu Lisesi olarak çınarın izinden giden Osmanlı binasının önünden geçen tramvayla anlıyoruz ki karşısı, Yeni Şehir!
Bu temiz, güzel, bakımlı ve alımlı şehri Porsuk Çayı ortadan ayırıyor. Ama bu ayrılma hiçbir zaman ayrışmaya sebeb olmamış. Ancak Türk Dünyası Kültür Başkentliği de yapan Eskişehir’in bu modern yerleşim yeri olan Tepebaşı’nda böyle ulu çınarları da Osmanlı’dan izleri de göremiyoruz maalesef!
Tramvayların bu şehrin en ücra mahallesine kadar gitmesi müthiş bir şey. 71 Evler’den Esnaf Saray’ına kadar gördüğümüz tarihi yerler Opera tramvayına binince birden bitiyor. Plazalar karşılıyor hemen bizi ve sağlı sollu dikey mimarinin yeni nesil örnekleri de. Daha geçen sene ağaçlık ve yemyeşil olan caddeler sanal tahtalarla(!) yerle bir edilmiş. Mesele ağaç da değilmiş bunu şimdi anlıyoruz(!) Bu kötü mimari anlayış Eskişehir’in kent olan bu tarafına yakışmamış. Mesela bundan 10 yıl önce burada Arı sineması vardı, yaklaşık üç yıl süren çalışma (!) sonunda plaza olmuş bu eski bina.
Porsuk çayının bu tarafında gençleri görüyoruz daha çok. Üç tane Devlet Üniversitesi olan bu şehrin bu tarafı aslında dün gibi yeni. Sağlı sollu kafeler, az ilerde iki tane büyük avm ve 10 liraya kahve. Zevkleri tartışmıyoruz tabi. Ben keşke diyorum 10 lira ile Porsuk çayında sandal turu atsa geçlerimiz. Sandal turları Venedik’i anımsatıyor. Şehrin bu tarafını iki iyi tarafının biri bu,diğeri de uzağı yakın eden tramvaylar. Aslında Tepebaşı dediğimiz bu tarafın özelliği de değil bu saydığım bu ikisi: Çünkü Porsuk Çay’ı hem Tepebaşı hem de Odunpazarı ilçelerinin ortak değeri ve iki ilçeyi coğrafi olarak ayıran doğal sınır.
Tramvay da her iki ilçenin ücra noktasına kadar gidiyor. Ancak ben tramvay noktasını çok başarılı ve anlamlı buldum. Belediyecilik uzağı yakın etmektir çünkü.
Modern insan mezarlığını da uzağa yapmış burada. Kentin bu tarafındaki mezarlık şimdi park olmuş. Belediyecilik olarak manalı olabilir. Ancak ben kabristanın da hayatla iç içe olması taraftarıyım.Kent insanı ölümü hatırlamak istemiyor.
Eskişehir; bir yanı şehir, diğer yanı kentle hayatına devam ediyor.

REKLAM ALANI