Av.Arif Bayram ÖZDEMİR’in (OMÜ) Rektörlüğünün açıklamasını kabul etmiyoruz.
Haspulat;”Bütün manevi duygularımızın ve hatıralarımızın yok olduğu o kara günden sonra, bir de işgalci durumuna düştük.Bizler işgalci değiliz.Sokağımız var,Elektrik,Su ve Telefonumuz var, işgalci olsak, 64 Yıl nasıl burada yaşayalım.Çiftçiliğimizi, köyümüzü, elimizden aldınız…Bu fakülte kurulurken, bizlere verilen hiç bir söz yerine getirilmedi.Hani biz açıkta kalmayacaktık.
Yetkililerden açıklama bekliyoruz. Söz verenler çıksın biz vermedik desinler hodri meydan, susmasınlar bize sahip çıksınlar herkes verdiği sözü tutsun. Bizleri üç metre karelik çadıra mahkûm ettiler. Bu derece ailemizin çocuklarımızın psikolojisinin bozulmasına kimsenin hakkı yoktur.
Bizler Haspulat ailesi olarak Devletimize ve Hukuka inanıyoruz.Bu nedenle hakkımızı sonuna kadar hukuka uygun bir şekilde devam edecektir…Bu gün Hukuk Mücadelemizi Avukat.Arif Bayram Özdemir’in açıklaması ile kamuoyunla paylaşıyoruz.
Av. Bayram ÖZDEMİR ; Kamuoyuna saygıyla duyurulur…..Samsun Ondokuzmayıs Üniversitesi Rektörlüğü’nün 13.10.2018 tarihinde gerçekleşen haksız ve hukuka aykırı yıkım olayı ile ilgili 15.10.2018 tarihli basın açıklaması sonrasında müvekkillerim Yalçın, Yılmaz ve Şadi Haspulat namına bir yazılı basın açıklamasında bulunmak zarureti hasıl olmuştur.
Kamuoyunca da yakından takip edildiği üzere; 13.10.2018 Cumartesi günü yapılan ve kamuoyunun tepkisini çeken haksız ve hukuka aykırı yıkım kararı ile ilgili ilk olarak yıkıma konu taşınmaza ilişkin açıklamada bulunmak isteriz.
Öncelikle beyan etmek isteriz ki; müvekkillerim Yalçın, Yılmaz ve Şadi Haspulat’ın kök murisleri olan babaları müteveffa Şadi Haspulat yıkım olayının gerçekleştiği araziye 1950’li yılların başlarında yerleşmiş olup söz konusu arazi 1986 yılında hazine adına tapuya kaydedilmiş bir arazidir. Söz konusu arazi evveliyatı itibarıyla pasif ırmak yatağı olup “hali arazi” (boş, sahipsiz arazi) kapsamındadır. Müvekkiller ve kök murisleri dava konusu araziyi ihya ederek tarım arazisi haline getirmişler ve davasız aralıksız uzun yıllar kullanmışlardır. Söz konusu arazi evveliyatı bakımından “hali arazi” (boş, sahipsiz, tespit harici bırakılmış) iken 18.11.1986 yılında Milli Emlak Şefliğince Hazine adına ihdas edilmiş daha sonra ise 01.04.1996 tarihinde 19 Mayıs Üniversitesi Tüzel Kişiliği’ne tahsis edilmiştir. Bu süreçte davacı müvekkillerin ve kök murislerin kullanımları devam etmiştir. Zira YHGK 2012/8-869 Esas, 2013/375 Karar Nolu, 20.03.2013 Karar Tarihli kararında sayın genel kurul; “nitekim, nehir ve çay gibi akarsuların eski(terk edilmiş, metruk) yatakları, kural olarak Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Ancak bu yerlerin koşulları oluştuğu takdirde imar ve ihya ile kazanılması mümkündür. Buna karşılık aktif nehir, çay yatakları etki alanında bulunan yerlerin imar ve ihya ile kazanılması mümkün değildir(HGK’nun 02.10.1996 gün ve 1996/20-429 E., 1996/643 K.; HGK’nun 18.02.1998 gün ve 1998/4-122 E., 1998/138 K. sayılı ilamları)….” şeklinde hüküm kurmuştur.
Tapu kayıtları incelendiğinde arazinin evveliyatının “hali arazi” olduğu görülecektir. Söz konusu arazi HGK kararında da belirtildiği üzere kazanmaya elverişli olup müvekkiller kanunun aradığı 20 yıllık davasız aralıksız zilyetliği ziyadesi ile karşılamışlardır. Zira söz konusu arazinin hazine adına ihdası 1986 yılıdır (1950-1986). Müvekkillerin Türk Medeni Kanunu çerçevesinde Bafra 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2018/302 Esas numarası ile açmış oldukları Tapu İptal-Tescil davası ve yıkım kararının iptaline yönelik Samsun 2. İdare Mahkemesi’nde2018/1122 Esas nolu ile açmış oldukları iptal davası hali hazırda derdesttir. Bafra 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 23.07.2018 tarihli ara kararı ile yıkımın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı vermiş. Ancak 03.10.2018 tarihli ara kararı ile vermiş olduğu ihtiyati tedbiri kaldırmıştır. İhtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin ara karara itiraz süremiz iki hafta olarak belirlenmiş olup henüz itiraz süresi içerisinde 13.10.2018 tarihinde habere konu yıkım işlemi gerçekleştirilmiştir. Ayrıca anlatılan tüm bu süreç içerisinde müvekkillerim habere konu taşınmazlar için imar barışı uygulaması kapsamında yapı kayıt belgesi çıkarmışlardır.
Bilindiği üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen YAPI KAYIT BELGESİ VERİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR’ın 6/3. Maddesi; “Yapı Kayıt Belgesi verilen yapılarla ilgili 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilir.” hükmünü amirdir. Yıkım madde metninden de anlaşılacağı üzere açıkça hükme aykırı olarak uygulanmıştır.
Yukarıda ayrıntılı olarak izah ettiğimiz üzere 13.10.2018 günü uygulanan yıkım karar birçok yönden usule ve mevzuata aykırı olup yıkım hususunda müvekkillere bir bildirim dahi yapılmamıştır. Yıkım esnasında yaptığımız tüm görüşmelere rağmen yıkım kararından vazgeçilmeyerek yıkım kararı uygulanmıştır. Müvekkillerim zaten söz konusu yıkım neticesinde evsiz kalmak suretiyle büyük bir mağduriyet yaşamakta iken birde kendilerinin işgalci gibi gösterilmeleri dolayısıyla iş bu açıklamayı yapmak gereği hâsıl olmuştur.