Ülkemizde eğitim ve öğretimde kademeler arasında geçiş sistemi sınavlara dayalı, seçme ve sıralama ölçme değerlendirme yoluyla yapılmaktadır.
Üniversitelere ÖSYM yaptığı merkezi Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ile liselere ise MEB tarafından merkezi olarak yapılan Liselere Geçiş Sistemi sınavları ile öğrenci alınmaktadır.
Her iki sistemde yıllar içerisinde sık sık revize edilmiş, ancak istenilen sonuçlar başarı bir türlü elde edilememiştir.
2022 LGS Sınav Kılavuzu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. LGS ‘ye başvurular 4-14 Nisan tarihleri arasında otomatik alınacak, sınav 5 Haziran’da yapılacaktır. Çoktan seçmeli 50 sözel, 40 sayısal olmak üzere 90 soruluk sınav aynı gün 2 oturum halinde gerçekleşecektir.
Geçen yıl LGS sınavına 1 milyon 4928. Sınıf öğrencisi başvurmuş, sınava katılım %83 olmuştur. Sınava giren öğrencilerden 358 bini tercih yapmış, 168 bini sınavla öğrenci alan nitelikli okullara(!) yerleşmiştir.
2021 LGS’de puan ortalaması 268.35 , 400-500 puan aralığında öğrenci oranı ise %5’dir.
Bütün bu verilere bakınca sınavın yapılış amacı ile ortaya çıkan sonuçlar maalesef örtüşmemektedir. Sistemin başarılı bir şekilde yürüdüğünü söylemek mümkün değildir.
Sınav giren öğrencinin %95’nin adrese dayalı niteliksiz okullara (!) yerleştiğini gördüğünüzde öğretmen- öğrenci- veli motivasyonun da olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Yıllarca LGS sınavına hazırlanan, stres yaşayan öğrenciler, çocuklarına her türlü maddi manevi destek veren veliler büyük hayal kırıklığı yaşamaktadır.
Öğrencilerin büyük kısmı adında Anadolu tabiri olan ancak adrese dayalı öğrenci Genel Liselerle avutulmaktadır. Kontenjanları artırılmış, kalabalık sınıflarda, hedefi olmayan öğrencilerle disiplin sorunları ile boğuşan, eğitim yapmaya çalışan yöneticiler,öğretmenlerde çaresiz kalmaktadır.
Çözüm için çok şey yapılabilir, ancak ivedilikle;
Belki de en radikal çözüm 12 yıllık Zorunlu Eğitimin yeniden tartışılması ve gözden geçirilmesidir.
Sağlıklı ve mutlu kalın…
