Dolar 32,4967
Euro 34,5866
Altın 2.497,31
BİST 9.548,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Az Bulutlu
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çar 20°C
Per 18°C
Cum 16°C
Cts 18°C

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
REKLAM ALANI
7 Haziran 2022 13:28 | Son Güncellenme: 29 Haziran 2022 17:33

Kış boyu yolunu gözlediğimiz bahar mevsimi ha geldi ha gelecek derken, bahar aylarını geride bırakıp yaz aylarına girdik bile.

Baharın müjdeleyicisi masmavi gökyüzü, yemyeşil doğa, rengârenk çiçekler, oldukça bekletti bizi. Geçen senelerde olduğu gibi bu sene de kış ve yaz arasındaki zaman aralığı daralmaya devam ediyor. Baharlar neredeyse yok oluyor.

Sabahın erken saatlerinde başlayan kuş cıvıltıları, şırıl şırıl akan dereler, güneşin sıcak yüzü kendini yaza saklıyor.

İnsanoğlunun doğaya verdiği tahribat, mevsimlerin tepkilerinden de anlaşılıyor. Bir günde 15 ˚C sıcaklık değişiminin yaşandığı ülkemizde yaz ve kış birbirine bağlanıyor.

Denizinde kulaç attığımız, çimenlerinin üzerinde yattığımız, dalından meyvesini topladığımız, deresinden su içtiğimiz doğa; geriye dönüp bakmadığımız için bizi cezalandırıyor.

Girdiğimiz denize evsel atıklarımızı attığımız yetmiyormuş gibi sanayi atıklarımızı da bırakıyoruz. Şehrin tüm kanalizasyonunu denize döküyoruz.

Piknik alanlarına, o üzerine yattığımız çimenlere sanki bir daha ihtiyacımız olmayacakmış gibi çöpümüzü bırakıyoruz. Yaktığımız ateşin közlerini söndürmüyor, koca ormanları aleve veriyoruz.

Hepimiz el ele veriyor araçlarımızın egzoz dumanıyla sarıyoruz gökyüzünü. Parfümler sıkıyor, sigaralar içiyor, olmadık yakıtlar kullanarak aslında doğanın canını yakıyoruz.

Geriye dönüp baktığımızda bize neşe veren, coşku katan doğamızın yok olduğunu görüyoruz.

Benim anlamadığım; bunu göre göre, bile bile NEDEN devam ediyoruz? Bize her şeyiyle kendini feda eden bu güzellikleri neden reddediyoruz?

Hayattaki en değerli varlıklarımız olan çocuklarımıza doğal güzelliklerden daha büyük nasıl bir miras bırakabiliriz?

5 Haziran Dünya Çevre Günü’ydü. O gün piknik alanlarını dolduran sevgili dostlar, ayrılırken geriye dönüp baktınız mı?

Lütfen duyarlı olalım. Bugün şehrin yoğunluğundan kaçıp geldiğiniz o yere çocuklarınızın da ihtiyacı olacak.

Sağlıklı bir gelecek umuduyla…

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.