Dolar 32,2824
Euro 34,7927
Altın 2.408,11
BİST 10.275,04
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Açık
İstanbul
22°C
Açık
Sal 25°C
Çar 19°C
Per 17°C
Cum 16°C

CHP Miletvekili Neslihan Hancıoğlu, YENİGÜN’ün sorularını yanıtladı ‘SAMSUN İŞSİZLİK KISKACINDA’

Yenigün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Musa Gün’ün sorularını yanıtlayan Neslihan Hancıoğlu, “Samsun’un bugün en temel sorunu, işsizlik, ekonomik sıkıntılar, kamusal hizmetlerin sağlıklı ve nitelikli bir şekilde Samsunlulara sunulamamasıdır” dedi

CHP Miletvekili Neslihan Hancıoğlu, YENİGÜN’ün sorularını yanıtladı  ‘SAMSUN İŞSİZLİK KISKACINDA’
REKLAM ALANI
26 Ekim 2020 09:00 | Son Güncellenme: 25 Ekim 2020 19:00

CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, Yenigün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Musa Gün’e verdiği röportajda, ülkenin büyük bir kriz içerisinde olduğunu belirterek, bu durumun Samsun’a yansıdığını da söyledi. Hancıoğlu, “Samsun’un bugün en temel sorunu, işsizlik, ekonomik sıkıntılar, kamusal hizmetlerin sağlıklı ve nitelikli bir şekilde Samsunlulara sunulamamasıdır” dedi.

CHP Milletvekili Neslihan Hancıoğlu’nun hükümete yönelik eleştirilerin yoğun olduğu röportajını sunuyoruz:

Musa GÜN – 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nin üzerinden 1.5 yıl geçti. O günden bu yana Türkiye’nin genel durumu, size göre ne yönde bir değişim ya da gelişim gösterdi?
Neslihan HANCIOĞLU – Ülkemizin bugünkü genel durumunun analizini, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden ziyade; ülkemizin rejim değişikliği yaşadığı, parlamenter sistemin by-pass edilerek inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için yapılan Anayasa Değişikliği Referandumu’nun gerçekleştiği tarihi olan Nisan 2017 tarihini baz alarak bir analiz yapmak bence çok daha doğru yerinde olur. Çünkü bugünkü tablo, bu ucube sistemin eseridir.
Hatırlayalım, bu sistem için ne denilmişti: “Ekonomi düze çıkacak, karar alma ve uygulamada bürokratik engeller yok olacak, vatandaş devlet kurumlarına ve hizmetlerine daha rahat ulaşıp sorunlarını çözebilecek ve Türkiye uçacak…”

KOSKOCA BİR YALAN
Aradan geçen süre zarfında yaşadıklarımız, bugün ortaya çıkan tablo, bütün bunların koskoca ‘yalan’dan ibaret olduğunu göstermiştir. Bu durumun en çarpıcı, en somut, en can yakıcı örneği maske olayıdır. Çarkların tıkır tıkır işleyeceği söylenen şu sistemde, vatandaşımıza maske bile dağıtılamadı. Bu ucube sistem, bunu bile eline yüzüne bulaştırdı. Bu sistem, kendi acizliği gün yüzüne çıkmasın diye, kendisinin sunmadığı hizmeti yerel yönetimler yaptığında, onların önüne her türlü engeli çıkardı, yasaklar icat etti, yaptırımlar uyguladı. İhtiraslı, kinci, akıl ve vicdandan yoksun bir yönetim biçimiyle karşımıza çıktı.
Bunun adı acizliktir. Fakat bu acizlik, devletimizin acizliği değil, bugün onu yöneten yada yönettiğini zanneden iradenin acizliğidir. Genel başkanımızı ve bizler hep şunu vurguluyoruz: “Biz hem millet olarak hem de devlet olarak her zorluğu aşacak birikime, tecrübeye, kararlılığa ve zenginliğe sahibiz. Ancak bunu doğru bir yönetim anlayışıyla başarabiliriz.”


HER GÜN YENİ SORUNLAR
Fakat bugün iktidarda olan yönetim anlayışı, maalesef bunu başarmamızın önündeki en büyük engeldir. Bunun temel sebebinin de sohbetimizin başında belirttiğim iki yıldır uygulanan ve yetkilerin tek kişide toplandığı, halka hesap verme mekanizmasının by-pass edildiği yönetim sistemi ve bu sistemin uygulayıcısı konumundaki siyasi otorite olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla artık ülkemiz, önündeki sorunları aşmak bir tarafa, her gün yeni sorunlar ve daha büyük sorunlarla muhatap olmak zorunda kalıyor.
İşte bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu tablo budur!

HAYAL TACİRLİĞİ İLE OLMAZ
Musa GÜN – Ekonomik krizin boyutu, ülkeyi yeni bir seçime taşır mı?
NESLİHAN HANCIOĞLU – Türk ekonomisinin kronikleşen bir kriz yaşadığı ve bu krizin her geçen gün daha büyük bir yıkım yarattığı gerçeğinden; kafanızı kuma gömerek veya hayal tacirliği yaparak kurtulamazsınız! Ekonomimiz tepetaklak gidiyor. Daha geçen yıl 2,5 milyon kişiye iş ve istihdam vaadiyle hayal tacirliği yapılıyordu. Bırakın bu 2,5 milyon kişinin iş sahibi olmasını son iki yılda işsiz kalan 3 milyon 208 bin kişi var karşımızda. Bundan hiç bahsetmiyorlar bile. Şu anda çalışma çağında olup hiçbir geliri olmayan 10,5 milyon insanımız var. Son iki yılda milli gelirimiz 150 milyar dolar geriledi.
İktidardaki otorite, erken seçim kararı alır veya almaz! Bu onların ortaya koyacakları iradedir. Biz parti olarak kendimizden sorumluyuz ve şu anda bu büyük yıkımın enkazını ortadan kaldıracak, vatandaşımıza nefes aldıracak program ve politikaları oluşturmak ve bunları halkımıza anlatmak için çalışıyoruz. Hedefimiz de seçim ne zaman yapılırsa yapılsın, o seçimin sonucunda; bu program ve politikaları ülkemizde uygulanır kılmaktır. Yani iktidar olmaktır.

MİLLİ ÇIKARLAR HİÇE SAYILDI
Musa GÜN – Dış politikada hızlı günler yaşanıyor. Genel olarak sizce neler oluyor?
Neslihan HANCIOĞLU – Bu ucube rejim, tıpkı ekonomide olduğu gibi dış politikada da tel tel dökülüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin en haklı davası olan Doğu Akdeniz meselesinde yalnız kaldık. Yunanistan, bu zafiyeti gördü ve yeni ittifaklar yarattı, Türkiye’nin milli çıkarlarını hiçe sayan şımarıkça ve hukuksuzca tavırlar ortaya koydu. Peki Türkiye ne yaptı? Oruç Reis limana geri döndü. Bakanlar yok “bakım yapılıyor” yok “ikmal yapıldıktan sonra geri dönecek” gibi bahanelerle bir hafta vatandaşı oyaladılar ama sonunda Erdoğan çıktı “Diplomasiye bir şans vermek için Oruç Reis’i geri çektik” dedi.
İşte bugün Türk Dış Politikası’nın içinde bulunduğu durumun budur. Bir söylediği diğerini tutmayan, milli meselelerde ülkemizi yalnızlaştıran ve ülkemizi maceradan maceraya sürükleyen bu ucube rejim, ülkemizin dış politikadaki gücünü ve bölgesindeki ağırlığını yerle bir ediyor.

SOSYAL DEVLETİ BİTİRDİLER
Musa GÜN – Türkiye sosyal ve hukuk devlet olma özelliğini yitiriyor, iddialarına katılıyor musunuz?
Neslihan HANCIOĞLU – Sosyal devlet; özü itibarıyla, vatandaşının asgari refah seviyesini korumak, eşitsizlikleri gidermek ve kamusal hizmetlere erişim konusundaki eksikleri ortadan kaldırmak için çalışan devlettir. Gelir adaletsizliği giderek derinleşirken, vatandaşın ödediği vergilerle yaratılan kamu kaynakları, küçük bir azınlığın daha fazla zenginleşmesi için seferber edilirken sosyal devletin varlığından söz edebilir miyiz?
Gelelim hukuk devletine… Bugün ‘yargı bağımsızdır’ diyebiliyor muyuz? Yargının her unsuru, siyasi otoritenin baskısı altında. İktidar, bırakın ilk derece mahkemeleri, Anayasa Mahkemesi’nin bile üzerinde siyasal baskı oluşturma derdinde. Anayasal güvence altında olan ifade özgürlüğü, yargı sopasıyla fiilen ortadan kaldırıldı. Bağımsız yargının en önemli unsurlarından biri olan savunma ve onun kurumsal gücü barolar iktidar bloğunun saldırısı altında.
Bütün bu olguları alt alta koyduğumuzda Türkiye’nin sosyal devlet ve hukuk devleti olma özelliğini koruduğunu savunmak, ancak aymazlıktır.

İKTİDARA DESTEK ERİYOR
Musa GÜN – Size göre partiniz CHP bir yükselişte mi?
Neslihan HANCIOĞLU – Sahada yürüttüğümüz bütün çalışmalarda biz bu durumu gözlemliyoruz. Bu dönemde yapılan kamuoyu araştırmalarında aynı tabloyu ortaya koyuyor. İnşa edilen parti devleti ve tek adam rejimi, vatandaşımızın sorunlarını daha çözümsüz bir hale getiriyor ve bu durum iktidara olan desteği günden güne eritiyor.

SAMSUN’DA BİNLERCE İŞSİZ
Musa GÜN – Türkiye’nin içerisinde bulunduğu krizin Samsun’daki boyutu ne sizce ne durumda?
Neslihan HANCIOĞLU – Samsun’un gündemini ülkemizin genel gündeminden soyutlamamız mümkün değil. Samsun’un bugün en temel sorunu, işsizlik, ekonomik sıkıntılar, kamusal hizmetlerin sağlıklı ve nitelikli bir şekilde Samsunlulara sunulamamasıdır. Ocak-Temmuz döneminde Samsunda 11 bin 862 kişi işsizlik ödeneğinden faydalanmak için İŞKUR’a başvurmuş. Bunların sadece 4 bin 404’üne maaş bağlanabildi. Sırf bu tablo bile Samsun’da işsizlik konusunda ciddi bir sorunla yüz yüze olduğumuzun bir göstergesidir.
İktidar partisi şu anda istihdam yaratacak politikalar uygulamıyor, Samsun’a yatırım çekemiyor, hatta mevcut işletmeler bile birer birer kapanıyor. Bakın bir teşvik düzenlemesi yapıldı, onda bile bazı ilçelerimize haksızlık edildi.
Salgınla mücadele kapsamında bazı iş ve hizmet kolları hala gayrı-faal durumdalar. Aylardır tek kuruş para kazanamayan ticarethaneler var. Okul servis işletmecileri var, oyun salonları sadece çay satabiliyor. Bunların derdini dinleyen, çözüm arayan bir siyasal yaklaşım sergilenmeli.

ÇİFTÇİNİN BORCU KATLANIYOR
Aynı sorunlar çiftçimiz için de geçerli. Çiftçimiz üretmek için can atıyor, “ben ülkemi doyururum” diyor, yeter ki “sırtımdaki ağır üretim maliyetlerini kaldırın” diyor.
İktidar ne yapıyor? Mazota vergi yüklüyor, gübreye vergi yüklüyor, yeme vergi yüklüyor. Bu da yetmiyor, Venezuela’dan gümrüksüz peynir ithal ediliyor, Bulgaristan’dan buğday getiriliyor. Şimdi bu çiftçi nasıl üretsin? Tarlasını her ekişinde, maliyetleri katlandıkça katlanıyor, ürünü para etmiyor, borcu her geçen yıl katlanıyor.
Geçen ay bir kanun teklifi sundum Meclis Başkanlığı’na, “Tarımsal kredilere uygulanan faizlerin tümü silinsin, borç anaparaları yeninden taksitlendirilsin” diye… Eğer çiftçimize gerçekten değer veriyorsak, onun emeğinin-alınterinin karşılığını almasını istiyorsak, eğer zor günlerde soframıza ekmek-aş koymak istiyorsak, bu teklifin yasalaşmasına katkı sunmak zorundalar.

ŞAHISLAR DEĞİL PROGRAM BAŞARISIZ
Musa GÜN – İktidarın Samsun milletvekillerini başarılı buluyor musunuz?
Neslihan HANCIOĞLU – Siyaset kurumunda başarı yada başarısızlığı şahıslara indirgemeyi doğru bir yaklaşım olarak görmüyorum. Sorgulanması ve yorumlanması gereken, bir program ya da siyasal yaklaşımın başarısı veya başarısızlığıdır. Türkiye bugün bu büyük sorunlarla karşı karşıya ise Samsun da bu büyük sorunlardan muzdaripse, o halde ortada bir başarısızlık vardır. Fakat bu başarısızlık şahısların değil, uygulanan siyasal programın başarısızlığıdır.

SAMSUN BÜYÜKŞEHİR’DE DURUM
Musa GÜN – Sizce Samsun Büyükşehir Belediyesi başarılı mı?
Neslihan HANCIOĞLU – Salgın süreci ve kronikleşen ekonomik kriz, yerel yönetimler açısından da büyük bir sınav oldu aslında. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, iktidardaki otoritenin her türlü engelleme girişimine rağmen bu süreçte örnek çalışmalara imza attı. İktidar tarafından kısıtlanan mali kaynaklarını, halk sağlığını korumak ve kamusal alanda sunulan hizmetlerin niteliğini korumak ve artırmak için seferber ettiler. Partimizin yönettiği belediyeler bir siyasal rant aracı olarak değil bir hizmet ağı olarak çalıştılar ve bütün kaynaklarını da emeğini de bunun için seferber ettiler.
Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin aynı süreçte ortaya koyduğu performansın takdirini hemşehrilerimize bırakıyorum.

EN ÖNEMLİ SORUN İŞSİZLİK
Musa GÜN – Size göre Samsun’un en acil çözüm bekleyen sorunu hangisi?
Neslihan HANCIOĞLU – Bugün Samsun’umuzun en can yakıcı sorunu ekonomik darboğaz ve bununla bağlantılı sorunlardır. Samsun’da işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği giderek derinleşiyor ve başka sosyal sorunları da tetikliyor. Çözüm üretilmesi gereken en acil sorunumuz budur.

TOZLU RAFLARDA BEKLEYEN TEKLİF
Musa GÜN – Son olarak, Meclis Başkanlığı’na KYK borçlarının tamamının silinmesi için teklif sundunuz. Teklif ne durumda?
Neslihan HANCIOĞLU – Gençlerimiz okudular, mezun oldular, fakat şimdi de hacizlerle boğuşuyorlar. Devletten sağladıkları öğrenim ve katkı kredilerini ödeyecek bir gelir elde edemeyen 300 bin gencimiz için haciz işlemi başlatıldı. Zaten ailelerinin yeteri kadar imkanı olmadığı için devlet desteğiyle eğitimlerini tamamlamış olan bu gençlerimiz, uygulanan faizlerle birlikte 35-40 bin liralık borçları ödeyecek durumda değiller. Bu konuda yüzlerce gencimiz bize ulaştılar, sorunun çözümü konusunda bizlerden destek istediler. Ben de bir süre önce bu konuda bir kanun teklifi hazırlayarak Meclis Başkanlığı’na sundum.
Madem zor bir süreçten geçiyoruz, madem gençlerimize ihtiyacımız var, o zaman bu yükü gençlerimizin sırtından almalıyız. Öğrenim ve katkı kredisi borçlarını bir an önce silinmelidir. Hazırladığım kanun teklifi, Meclis Başkanlığı’nda şu an. Yasama prosedürü gereği, ilgili komisyona havale edilecek. İlgili komisyon bunu gündemine alıp kanunlaştırma iradesini ortaya koyar mı bunu zaman gösterecek. Ancak bu durumda yüzlerce kanun teklifi var ve çoğunluk oylarıyla gündeme alınmıyor ve tozlu raflarda bekletiliyor.
Röportaj: Musa GÜN

REKLAM ALANI
ETİKETLER:
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.