Dolar 32,4534
Euro 34,7838
Altın 2.439,26
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

CMP (CENTRAL MILKING SYSTEM)- MERKEZİ SAĞIM SİSTEMİ..

CMP (CENTRAL MILKING SYSTEM)- MERKEZİ SAĞIM SİSTEMİ..
REKLAM ALANI
3 Mart 2021 19:07

Hayvancılık her gün kendini yenileyen, teknolojik gelişmelere yatkın bir yatırım modeli aslında. Dünyanın her yerinde, her an her türlü teknolojiyi satın alıp rahatlıkla uygulayabiliyorsunuz. Fakat değişen ülke koşulları, sürekli artan bir yem maliyetleri, yatırım ve girdi maliyetlerinin yüksek oluşu ister istemez, birçok yatırımcıyı da zor durumda bırakmıştır. Aile işletmeleri de gerçekten bu ekonomik yükü artık taşıyamaz hale gelmiştir. Tabi ki bu durumun birçok sebebi olduğu gibi bir de bilinmeyen birçok sebepleri de vardır.
Ülkemizin büyük bir kısmı hala daha küçük çapta aile işletmeciliği yapmaktadır. Maalesef ki hayvancılığımız için iyi bir planlama alt yapımız hiçbir zaman olmamıştır. Ben köylerimizde ki hayvancılığımızın azalmasının bir sebebini de, büyük şehir yasasıyla beraber, köylerin şehirlere bağlanmasına bağlıyorum ve şöyle bakıyorum. Eskiden köylerimizde bir sağlık ocağımız yani bir sağlık evimiz vardı. Doktorumuz hemşiremiz vardı. Düzenli olarak köyde sağlık taraması ve muayenel eri olurdu. Halkımız doktoruyla hemşiresiyle sürekli beraberdi. Köylerimizde önceden köy okullarımız vardı. Orası okuldan ziyade bir öğrenci evi gibiydi. Çocuklarımızla öğretmenlerimiz iç içeydi. Eğitim çok iyiydi. Çünkü herhangi bir sorun olduğunda, hemen velilerimizin desteğiyle sorun çözülürdü. Köyde bir hayat vardı. Sağlık evi, öğrenci evi, bahçesiyle her şeyiyle sosyal bir iletişim vardı. En önemlisi doktorlarımız, hemşirelerimiz, öğretmenlerimizde iç içeydi. Köylüyle düğünde, bayramda, cenazede hep birlikteydiler. Bu model gerçekten iyi çalışıyordu. Bu modelin hayvancılık ve tarıma da çok olumlu katkıları olmuştu.
Peki bu model, yani sağlık evi, öğrenci evi, hayvancılık için bir rol model olabilir mi!!
Neden olmasın. Şöyle bir hayal kuralım. Örneğin bir köyümüzde, köy merkezinde bir süt evi, halk süt evi olsun. Bütün köylü hayvanlarını sabah ve akşam getirip orda sağsın. Evinde sağım derdi, yıkama, temizlik derdiyle uğraşmasın. Evde sağım için harcanan, zaman emek başka şekilde değerlensin.
Şöyle bir soru aklınıza gelebilir. Sağılacak hayvanlar buraya gelir mi, hayvanlar buraya alışır mı. İnanın göreceksiniz ki koşa koşa gelecekler. Biz bunları taa 12-13 yıl önce yaşadık gördük. Trakya’da, Tekirdağ’da, Edirne’de, Kırklareli’nde, Çanakkale’de. Peki bu sağım evlerinin ne faydası var. Öncelikle bu evlerde inekleriniz son sistem teknoloji ile el değmeden hijyenik şartlarda sağılacak. Süt soğutma tankında toplanacak. İneklerinizin günlük kaç litre süt verdiğini göreceksiniz. Burada anlaşmalı Veteriner Hekim kontrolünde hayvanlarınıza 15 günde bir gizli mastitis taraması yapılacak. Hani kızgınlık diyoruz ya işte buradaki sistem gizli veya normal kızgını uyaracak. Hasta olan inek için sistem hemen uyarı verecek. Biz bu sistemleri çalıştırırken bütün sağlık kontrollerini, tohumlamaları, gebelik muayenelerini, tırnak bakımlarını, sağım sonrası bekleme odamızda toplu olarak yapardık. Yani burası okul gibiydi. Bütün hayvanlarımız bilgisayar sisteminde kayıtlı olduğu için, doğum, tohumlama, aşılama hepsi buradan takip edilirdi. Ben bu sistemde çok hayvan sahibinin, süstü az, verimsiz ineklerini satıp, daha bol sütlü inekler aldığını gördüm. Hiç unutmuyorum bir köyümüzde 120 inekle sağıma başladık. Şu anda o köyde 600 inek var. Evet diyebilirsiniz yem pahalı. Kesinlikle doğru. Ama biz bu sağım evlerinde aynı zamanda hayvan besleme ve tarım konusunda da eğitimler verdik. Yem fiyatlarının arttığı dönemlerde, alternatif ucuz yem bitkileri ektik. Bu sağım evlerimizin yanına yem tesisi kurduk. Bu tesiste fabrika yemlerini yaptık. Biz bu krizi daha önceki dönemlerde de yaşadık. Ama yılmadık çalıştık. Alternatif modeller oluşturduk. Yani kriz bizi değil, biz krizi yönettik. Hatta bir köyde bu süt evimizin yanına bir peynir atölyesi kurduk. Şu anda o köyün kendine özgü peyniri de var.
İşte dostlar; köylere yapılan her yatırım, hiçbir zaman ölmez. İyi planlama, iyi organizasyon, iyi bir ekip her şeyi yapabilir. Birileri, birilerinin elinden tutması lazım. Yerel yönetimlerimizin, Tarım Teşkilatlarımızın bu konuda desteğine çok ihtiyacımız var.
Daha önceki yazılarımda kırsal kalkınabilir mi demiştim. Böyle modeller geliştirilirse neden olmasın.
Sevgiyle kalın.

Hakan Temur

Veteriner Hekim

REKLAM ALANI
ETİKETLER:
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.