Dolar 32,3712
Euro 35,0140
Altın 2.324,87
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 22°C
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 24°C

TÜRK DİLİ 2

TÜRK DİLİ 2
REKLAM ALANI
31 Mayıs 2022 00:00 | Son Güncellenme: 29 Haziran 2022 17:33

Geçen haftaki yazımda Türk Dili’nin batı kökenli dillerle etkileşiminden ve bu etkinin dili yaralamasından bahsetmiştim. Bu hafta ise; her köşede görmeye alıştırıldığımız ve neredeyse Türkiye’de olduğumuzu unutturacak seviyede yoğun olan Arap dilinin oluşturduğu yaralardan bahsetmek istiyorum.

Bizim yapmaya çalıştığımız ile yaptığımız arasındaki farkları anlamakta geciktiğimiz bu süreç içinde dilimizi, kültürümüzü yorduğumuz ve başka dillerin etkilerinden kaçamadığımız gün gibi aşikârdır.  Demem o ki; korumamız gereken kültürümüzün her geçen gün yediği darbeleri görmezden gelemeyiz.

Tam da bu nedenle Türk Standartları Enstitüsü’nün yapmış olduğu çalışmanın ciddiye alınması gerekmektedir. Yapılan çalışma ile tabelalarda yer alan yabancı kelimelerin, Türkçe kelimenin % 25’i büyüklüğünde olması gerektiğine karar verilmiştir. Karar verilmesine verilmiştir ama uygulanmakta mıdır? Uygulanması denetlenmekte midir? Denetimde tespit edilene bir yaptırım bulunmakta mıdır?

Tabi ki, bu kararın alınması bir gelişme sürecidir. Fakat bu sürecin takip edilmesi ve denetlenmesi söz konusu olmazsa, kararın alınması da bir fayda sağlamamaktadır. Hala her köşede yabancı kelimelerden oluşan tabelalar mevcuttur.

Bu nedenledir ki, ben de bir Türk vatandaşı olarak bu durumdan rahatsızlığımı dile getirmek ve yetkililere seslenmek isterim. Alınan kararlar dosyalar arasında, evraklar üzerinde kalmasın. Denetlensin, yaptırım uygulansın ve karara uyulması sağlansın. Dilimizin yediği darbelerin önüne geçilsin.

Türkçe özünde çok anlam barındıran atasözleriyle, deyimleriyle, tek bir kelimeden türeyen kelimeleriyle birçok dilden farklı ve değerli bir dildir. Bu dili yaşamak ve yaşatmak bizlere değer katacaktır.

Değerlerimize sahip çıkabilmek umuduyla…

 

REKLAM ALANI
ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  1. Osman Varolsun dedi ki:

    İstanbul’da öyle sokaklar,mahalle hatta semtler varki kurtarılmış bölge gibi kendini yabancı bir ülkede sanırsın.kendi ülkende turist gibisin ne kadar acı.bu saatten sonra bu yerleşim yerlerine kota koysan ne fayda !
    Haklısın yeğenim, sıkışınca kandirildik oluyor.selamlar..

    1. Nagihan Bereket dedi ki:

      Memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir!!!