KOLTUK UĞRUNA SATILMADIK DEĞER BIRAKMADIN!
Kim için diyoruz başlıktaki bu sözleri, tabi ki Şükrü Neiş!

Kim için diyoruz başlıktaki bu sözleri, tabi ki Şükrü Neiş!
‘Ne iş’sin sen gerçekten?’ diye de tekrarlıyoruz?
Bir dönem AK Parti’den belediye başkanlığı yaptın. Bol entrikalı, şaibeli 5 yıl başkanlık yaptın.
O koltuk sayesinde havalara girdin!
Peki sonra ne oldu?
Aday gösterilmedin diye küstün, ortadan kayboldun. Yıllarca Bafra halkının ne acısına ortak oldun ne de sevincine.
Bafra seni unutmuştu zaten, sen de Bafra’yı unuttun!
Ama ne zaman seçim yaklaştı, aniden yeniden sahneye çıktın.
Önce AK Parti’nin kapısında yattın, olmadı.
Hemen saf değiştirdin!
Yeniden Refah Partisi’ne geçtin.
Hani nerede dava, nerede ilke?
Rüzgâr nereden eserse oraya savrulan bir yaprak gibisin!
Sonra orası da olmadı, seçimleri kaybettin, çünkü halk tokadı bastı sana. Ama sen hâlâ koltuk peşindesin, çünkü senin meselenin hizmet değil, kendini ve avarelerinin doymak bilmez hırsları olduğunu artık herkes biliyor.
Şükrü Neiş’in icraatları bunlarla bitmiyor.
Kendisi, partisini de sırtından bıçakladı.
Önce meclis üyelerini AK Parti’ye taşıdı, sonra kendisi de bu yoldan geri döndü.
Kimseyi kandıramadı ama.
Çünkü bu millet senin o yüzünü ezberledi artık…
Makam için her partiyi basamak yapan, koltuk için her değeri harcayan bir siyaset figürü olduğunu herkes biliyor artık!
Senin derdin memlekete hizmet değil, sadece menfaat…
Dava adamı dediklerin bile senin peşinden koşmuyor artık.
Girdiğin her kapıyı kirletip, çıktığın her partide enkaz bıraktın.
Ne ahlaki çizgin kaldı, ne siyasi tutarlılığın!..
Siyaseti ayağa düşürdün.
Milleti aptal yerine koymaya çalıştın ama unuttuğun bir şey var: Bu millet kimin ne olduğunu çok iyi bilir.
Bugün o partide, yarın başka partide…
Ama her yerde aynı soruyu sorduruyorsun: Şükrü, ne iş?..
Bu millet senin gibi siyaset tüccarlarından bıktı. Sandık günü geldiğinde tokadını bir daha indirmeyi bekler bu millet.
Ve senin adın, bu şehrin siyasi utanç galerisindeki yerini çoktan aldı bile…