Bafralılara Sorduk Kültürel Değerlerimize Sahip Çıkılıyor Mu?

Yenigün Gazetesi olarak Bafralı vatandaşların görüş ve düşüncelerini almak adına, Tarihi kültürel değerlerimize sahip çıkılıyor mu şeklinde sorduk. Aldığımız cevapların büyük bir bölümü çıkılmadığı yönündeydi.

“KULLANILMAZ HALDELER”

SEHER FAYDA:

Çok fazla çıkmıyor. Yüzde elli çıkıyor diye düşünüyorum. Bazı tarihi yerler, müzemiz, tarihi hamamımız, çeşmelerimiz var. Mesela Şifa Hamamı yaklaşık 600 yıllık bir hamam ve şu an kullanılmaz halde. Kullanılmaz halde olduğu için de yeni iki tane hamam açıldı. Neden açılsın ki. Veya açılsın ama neden tarihi hamamımız kullanılmasın ki. En kötü şartlarda orası bir müze haline de getirilebilirdi. Onun dışında da çok fazla tarihi veya kültürel bir şeyimiz yok. Ama bunlara da sahip çıkılmıyor. Ülkemizde ve Bafra’mızda kültürel değerlerimizi yaşatmamız gerekiyor.

“BİZ DEĞER VERSEK YETKİLİLER ÖNEM VERMİYOR”

BİRGÜL GEBEŞ:

Zaman zaman sahip çıkılıyor. Kültürel değerlerimize sürekli sahip çıkılsa Bafra’da olan bir çok tarihi eseri Bafra insanı olarak bilirdik. Ama ne yazık ki ilgili kişiler tarafından önem verilmiyor. Bunun harici insanlarımızda kültürünü yaşatmak konusunda pek bir şey yapmıyor.

“BAFRA AVANTAJLI BİR İLÇE”

RECEP GÜRSOY:

Zannettiğim ve gördüğüm kadarıyla çıkılmıyor. Çünkü bildiğiniz üzere baraj tarafı tarihi bir bölgemiz. Ve göründüğü gibi yıpranmış, kırık dökük şekilde. Mesela Kapıkaya’da mağaralar var. O mağaralar veya o bölgeler güzelleştirilmedikten sonra bir anlamı değeri kalmıyor. O gibi yerler doğaya tekrar kazandırılması gereken yerler. Bunun yanı sıra Bafra’mızda Şifa Hamamı var. O hamamın yıkık dökük ve bakımsız olmasının sebebi bence, rant peşinde koşanlar olduğu için. Yani o hamama bu zamana kadar el atılmamasının sebebi büyük iş adamalarının rant peşinde koşmasıdır. Tarihi yerlerimizin gençlere açılması gerekiyor. Yani Bafra avantajlı bir ilçe. Tarihi ve kültürel yönden de zengin bir ilçe. Tarihi yerlerimizi turistlik alana çevirirsek bu Bafra’mız açısından, gelecek nesillerimizin bilmesi açısından da çok güzel olur.

“GELENEK GÖRENEKLERİMİZİ AŞILAMALIYIZ”

YILDIZ UZAN BAŞ:

Maalesef Kültürel değerlerimize sahip çıkmıyoruz. Şöyle düşünelim veya şöyle örnek vereyim. Biliyorsunuz önümüz Kurban Bayramı. Televizyonlarda göreceğimiz gibi önce ünlülere soracaklar. “Bayramda nereye gidiyorsunuz?”, çoğu ünlü yurt dışına gideceğini açıklayacaktır. Bizde bunlardan etkilenerek yakın akrabalarımıza ziyarete gitmiyoruz. Kendi memleketlerimizde bayramı kutlamıyoruz. Bu da kendi kültürümüzü yaşatamıyoruz anlamına geliyor. Çok eskiden bayram günleri aileler bir araya gelirdi. Bağlar tekrar birleşirdi. Şimdi ise herkes birbirinden uzak bir yerlere gidiyorlar. İkinci olarak sanatsal kültürü ele alalım. Osmanlı’dan bize kalan Çinicilik, Ebruli sanatlarımız var. Ama şu anki dönemin gençlerin çoğunluk bir kısmı bu sanatlarımızı bilmiyor. Bu sanatsal kültürlerimizi yaşatmamız gerekiyor. Bunlar bize Osmanlı ve daha öncesinden kalan kültürlerimiz. Bunlara daha fazla önem verilmeli diye düşünüyorum. Çocuklarımıza bunları aşılamalıyız. Çocuklarımıza belli aralıklarla tarihi kültürümüzü öğretmeliyiz. Gelenek göreneklerimizi aşılamalıyız. Böyle olduğu taktirde de yetişen nesil saygı çerçevesi içerisinde yetişir. Son olarak da değinmek istediğim konu hasta ziyaretleri. Eskiden hasta ziyaretlerine gidilirdi. Şimdilerde ise sosyal medya üzerinden mesajlar atılarak yapılıyor bu ziyaretler. Yanlış olduğunu pek söylemiyorum. Ama gidilse daha güzel olur ve kültürümüzü doğru bir şekilde yaşatmış oluruz. İnşallah ilerleyen zamanlarda bu kültürel değerlerimizi korumak adına doğru bir şekilde yaklaşırız.

“SAHİP ÇIKILMIYOR”

GÖKSEL ATALAY:

Yöresel olarak baktığımızda çıkılmıyor diye düşünüyorum. Şöyle ki ben Sarıköy Mahallesi Muhtarıyım. Mahallemizde 150 yıllık bir çeşmemiz var. Yetkili kişilere dediğim halde hep yapılacak cevabını aldım ama hala yapılmadı. Tarihi çeşmemize bile önem vermiyorsak ben kültürümüze sahip çıkıldığını düşünmüyorum. Onun harici Çetinkaya Köprümüz, tarihi Şifa Hamamımız var. Aynı şekilde bunlara da sahip çıkılmıyor. Birkaç düzenleme ile yeterli kılıyorlar. Halbuki oraların bakıma ihtiyacı var. Onlar bizim, yani Bafra’mızın tarihi değerleri.

“İKİ AY SONRASI YOK”

OSMAN KIRCA:

Şu zamanda kendi insanımıza sahip çıkılmıyor ki kültürümüze çıkılsın. Bafra’daki kültürümüzü tarihimizi yansıtan Çekinkaya Köprüsü olsun Şifa Hamamı olsun ve bir çok yerlerimize küçük bir bakım yapıyorlar ama bir veya iki ay sonra ötesini göremiyoruz.

“DEĞERLERİMİZİ KORUYAMIYORUZ”

EMRE ŞAHİNOL:

Sadece Bafra açısından değil de ülkemizde kültürel değerlerimize pek sahip çıkıldığı söylenemez. Zaman geçtikçe nesilden nesile bazı şeyleri aktarmak zordur. Biz çok eskiden atalarımızdan gelen tarihi ve kültürel değerleri korumayı ve günümüze getirmeyi başardık. Ama bu eskisi gibi değil. Yani hem şu an pek sahip çıkmıyoruz hem de sahip çıktığımız kadarını da fazla doğru yansıtamıyoruz. Umarım bu konu ülkemizde insanlarımız tarafınca önemli haline gelir ve eski değerlerimizi kültürlerimizi ve tarihlerimizi tekrar yaşatırız.

“M.Ö. 5000 YILLIK ESERLERİMİZ VAR”

YADİGAR GÖK:

Tarihi kültürel değerlerimize Bafra’da pek sahip çıkılmıyor. Mesela biliyorsunuz geçenlerde Kapıkaya Festivali oldu. O bölgede tarihi yapıtlarımız var. Mesela birçok turist geldi gördü. Kapıkaya’daki tarihi yapıtlarımızı turistlerin o şekilde görmesini istemezdik. Bunun yanı sıra Bafra’da tarihi müzemiz var. Bafra’mıza ait M.Ö. 5000 yıllık eserlerimiz var. Bu eserlerin Bafra müzesinde sergilenmesini isteriz. Çünkü gelen turist müze gezmek için buradan Samsun’a gidiyor. Biz tarihimize, kültürümüze sahip çıktığımızda gelen misafirlerimizi hem memnun etmiş oluruz. Hem de kendimizi tarihimizi unutmamış oluruz. Onun akabinde Bafra’da türbelerimiz var. Mesela Mardar Köyünde yeni adıyla Çetinkaya Mahallesinde Hızır Bey Türbesi var. Bu türbe Selçuklu zamanından kalma bir eserdir. Şu an yıkık bir şekilde ve orayı kime sorsam bilmiyor. Bu bizim tarihi kültürümüze sahip çıkmamamızdan kaynaklanıyor. Bugün çıkılsaydı mesela en kötü Bafralı olan her insan bilirdi. Bunun yanı sıra Bafra’da birçok çeşme de var. Aynı şekilde bu çeşmelerimizin de yapılma sebebi olsun, yapıldığı tarih olsun, kim tarafından yapıldığı olsun bunlar bilinmeli. Baktığımızda hepsi yıkık yıpranmış şekilde. Bu gibi eserler düzenlenmeli ve yapılanmalıdır. Aynı zamanda eserlerin yanlarına bize eserin tarihçesini anlatan yazılar yazılmalıdır. Biz tarihi ve kültürel anlamda zenginliğe sahibiz. Ve bu zenginliğimize kültürümüze sahip çıkıyoruz aslında fakat, bilmediğimiz kültüre sahip çıkamayız. Bunun için bu gibi eserlerimizin yenilenmesi ve düzenlenmesi gerekiyor.