Dolar 32,5988
Euro 34,7865
Altın 2.496,29
BİST 9.474,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 22°C

Güvercinlerin kalbi hassas olur

Fatih Tezce’nin kaleminden…

Güvercinlerin kalbi hassas olur
REKLAM ALANI
18 Kasım 2019 13:31

Yine öncesi:

Dokunsalar ağlayabilirdim…

Her şeyi bıraktım bir yana…

Bir yana her şeyi, bir yana seni koydum…

En ağır yerine koyar insanlar en ağır düşüncelerini…

Bıraktığım hiç bir yerde seni bulamadım…

Seni yıllar öncesinde bırakmıştım bir yere…

Seni yıllar öncesinde aslına ait olduğun yere bırakmıştım…

Kalbimi de avuçlarına bırakmıştım…

Görmedin…

Görmek istemedin…

Yıllar öncesinde seni bıraktığım yerdesin…

İşte buna üzüldüm.

Üzülmek çift taraflıdır diyor bilgeler…

Ferrari’sini satan bilge insanlar böyle demişti bir gün açık havada yürürken…

Yanımda benimle yürüyen ay ve güneş vardı.

Önce güneş terk etti beni, sonra ay…

Ben bunu duydum…

Bu sözü güneş ve ay da duyduğundan beri bana görünmüyorlar…

Bazı sözleri duymak ne kadar zormuş…

Ben bunu duyduğumdan beri “huzura” çıkamıyorum…

Huzursuz değilim hayır, ”huzur”u olmayan sensin…

Üzülmek çift taraflıdır bir daha söylüyorum sen duy diye…

O yüzden ben seni hiç üzmedim, ama hep üzülen bendim…

Bir türkü tutturmuşum duyuyorsun değil mi diye soruyor radyodaki uzun saçlı adam…

Sonra kol düğmelerinin yalnızlığını anlatıyor sonra da Gülpembe diyor…

Gülün ve pembenin yan yana gelişini şimdi anlıyorum…

Gül samimiyetin, pembe utangaçlığın kapısıymış…

Ben bu kapıdan geçiyorum başım eğik…

Suyun karşısında eğilen ibrik gibiyim…

Gözleri renkli olanların hassas olduğunu duymuştum bir zamanlar bir yerde…

Güneşe ısrarla bakmaya çalışanların da artık göremeyeceğini…

Ortası yok demişti elleriyle saçlarımı havalandıran lodos…

Bir tane kırmızı bir tane beyaz gülü emanet istediğimde dalından, yağmur o zaman yağmaya başlamıştı…

Kuşlar hızlıca bu yüzden mi terk etmişti ekin başaklarını…

Bilmiyorum belki de o beyaz gülü hiç kopartmasaydım, ardımda ekin tarlasından çıkan sesleri sana emanet ederek…


Yine sonrası:

Tavan arasında buldum bu mektubumu…

Felsefeye Giriş ders notları arasında kalmış…

Kitap kapağı çürük patates renginde, mektup önce ıslanmış sonra kurumuş kâğıt renginde, ilk ve son fotoğrafın da şimdi ellerimde…

Keşke sen dokunsan ve ben ağlasam…

Şöyle seslensem sonra sana:

Güvercinlerin kalbi hassas olur, yormayın fazla…

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.