Samsunlu sendikacılarda taşeron endişesi

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birlikte gözler taşerona kadro için düzenlenecek olan sınava çevrildi. Samsun Canlı Haber TV mikrofonlarını sendika başkanlarına uzattı. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından taşerona kadro müjdesi verilmişti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ise taşerona kadroda sınav konusunda bilgi verdi. Bakan Sarıeroğlu sınavın KPSS gibi olmayacağını ve kolay olacağını ifade etti. Sınavdan 10 üzerinden 6 alanların daha sonra sözlü sınava gireceği de sözlerine ekledi.

Memur-Sen Başkanı Nejdet Güneysu ve Eğitim – Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz’a konuyla ilgili görüşlerini sordu.

KENDİ ALANLARINDA ÇALIŞACAKLAR

Memur-Sen Başkanı Nejdet Güneysu, “Taşeron işçilere getirilen düzenleme ile 4C statüsünde kamuda çalışanların görevde yükselme ve eğitim konumlarına göre istihdamlarının önündeki engeller kaldırılmıştır. 4B’ye geçtikleri zaman görevde yükselmelere katılabilecekler. İstiyorlarsa idari personel, amir veya müdür olabilecekler bazı alanlarda. Bu alanlar açılmış oldu. 4C’lilerin, 4B statüsüne geçmesi güzel bir şey. Hem görevde yükselecekler, tazminatları korunacak. Hem de ekonomik olarak iyileştirilmiş olacak. Taşeron işçilerinin ve bu alanda kamuda çalışanların sınavla yerleştirilmeleri, kendi istihdam edildikleri alanda uzmanlık alanlarına göre tasnif edilmeleri demek oluyor. Üniversite mezunu ve farklı alanlardaki arkadaşlarımız kendi alanlarının dışında istihdam edilerek çalışmaktadırlar. Bu sınavla birlikte bunların kendi alanlarına çekilmesi söz konusu. Daha önce kamu personeli sınavla alınıyordu. Şimdi sınavsız olarak herhangi bir yere taşeron olarak yerleştirilmiş kardeşlerimizin kendi iş sahasında bu anlamda bir sınav ya da mülakat yapılması gerekiyordu. Bizim beklentimiz taşeron olarak çalıştırılanların ekonomik ve sosyal hakları korunarak kamudaki istihdamının sağlanmış olmasıdır” dedi.

SINAVLAR GÜVENLİ OLACAK MI?

Eğitim – Sen Samsun Şube Başkanı İsmail Yavuz, “Türkiye’de ve dünyada sosyal devlet olmanın gereği güvenceli bir istihdam ve gelecek olarak değerlendirmek lazım. AKP hükümeti döneminde taşeron sanki istihdamın genel biçimi haline geldi. Bu istihdam gün geçtikçe sayıları 10 binleri, 100 binleri şu anda ise 850 binleri buldu. Bu kısmi iyileştirme anlamlı ve olumludur. Fakat sosyal hakları açısından bir ilerleme olmayacağı kesindir. Sonuçta sınavı olması bile ayrıca tedirginlik unsurudur. Bu insanlar uzun yıllardır bu işi yapıyorlar. Zaten bu işi yapan insanlar nitelikli olmasalar işveren tarafından iş akitleri feshedilerek görevine son verilebilecek durumdayken bunun tekrardan sınav esasına göre olması, FETÖ yapılanması çerçevesinde uzun yıllardır sınavların güvenliği noktasında da sorunlar var. ÖSYM merkezli bile yapsa bu sınavları ne kadar güvenli olacağı, ne kadar soru sızdırılacağı meçhuldür. Ayrıca bir mülakat tümüyle zaten bu topraklarda sınavsız bir torpil anlamına geldiğini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.

ANAYASA HUKUKU AÇISINDAN PROBLEM…

Yavuz ayrıca, “Taşeronlara kadro verilmesi işlemi yalnızca taşeronları değil bunun dışında anayasayı ve sosyal tarafları ilgilendiriyor. Sosyal taraflar uzun yıllardır uluslararası çalışma örgütünün de esaslarında biri olan 3’lülük ilkesine dayalı olarak çözümlenmesi gereken bir durum. Hükümet yine KHK ile böyle bir görüşmeden kaçınarak tek taraflı olarak yaptı. OHAL sürecinde meclis tümüyle bu tip hukuksal düzenlemelerden uzak tutuluyor. Tek taraflı olarak hükümet iradesiyle düzenlemeler yapılıyor. Düzenleme kısmen işçiler açısından olumlu da olsa anayasa hukuku açısından ileriye ilişkin bir problem çıkaracağı aşikardır” dedi.