Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Yağmurlu
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 23°C

“AHZÂB-NÛR”U GÖRMEYEN, “TESETTÜR: FÜRÛÂT” DER!..

Ali KAYIKÇI’nın kaleminden..

“AHZÂB-NÛR”U GÖRMEYEN, “TESETTÜR: FÜRÛÂT” DER!..
REKLAM ALANI
23 Ekim 2019 11:43

Saygıdeğer Okuyucularımız!..
“Emekli Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Diyanet İşleri Başkanlığı eski Din İşleri Yüksek Kurulu Raportörü” olan ve hâlen “Türkiye Gazetesi Bizim Sayfa”da yazarlığını sürdüren “Prof. Dr. Ramazan Ayvallı” Hocamız, 01 Ekim 2019 günlü makalesinde; yukarıdaki başlıkta yer alan “Tesettür ve Fürûât” mevzularını ele almış ve şunları söylemişlerdir:
(Mukaddes dînimiz İslâmiyet’teki itikâd bilgilerine “Usûl”; ahkâm-ı İslâmiyye, yani fıkıh bilgilerine de “Fürû” denilir.
Açıkça bilinen farzlara ve harâmlara inanmak, meselâ içki, kumar ve domuz eti gibi şeylerin harâm olduğuna; beş vakit namâz, oruç, zekât gibi ibâdetlerin ve tesettürün farz olduğuna inanmak usûldendir, fürûât değildir. (…)
Şimdi gelelim “tesettür, teferruât mıdır” konusuna: Tesettür, dînin temel hükümlerindendir; hem Allahü teâlâ, Kur’ân-ı Kerîmde âyet-i kerîmelerle emretmiş, hem de Peygamber Efendimiz hadîs-i şerîfleriyle onları açıklamıştır.
Tesettür için, “fürûâttır veya teferruâttır” yani “dînin temel hükümlerinden değildir” diyerek bunun farziyyetini, farz oluşunu inkâr eden, tesettürün farz olduğunu kabul etmeyen kişinin, İslâmiyet’le, Müslümânlıkla alâkası kalmaz, dînden çıkar, kâfir olur.
Bir kimse, örtülmesi emredilen yerleri açıyorsa, hiç olmazsa, oraları örtmenin farz olduğunu kabul etmelidir ki, dinden-îmândan çıkmasın.
“Teferruât” diyerek saçları açmak harâmdır; hele kapanmaya önem vermeyenin îmânı gider. Bir kadın açık gezse kâfir olmaz. Fakat kapanmanın lüzumsuz olduğunu söylerse, kâfir olur. Günâh ile küfür farklı şeylerdir; bunları birbirinden iyi ayırmak lâzımdır.
Tesettürün, İslâm dîninin bir emri olduğunu, yani Allahü teâlânın bunu emrettiğini, Peygamber Efendimizin de doğru bir şekilde bize bildirdiğini inkâr eden bir erkek “mürted”, kadın da, “mürtedde” olur, yani dînden çıkar, İslâmiyet’le alâkası kalmaz.
Ama tesettürün farz olduğuna inandığı hâlde, tembellikle, gevşeklikle, çevreden utanması gibi bâzı sebeplerle tesettüre riâyet etmeyen, örtünmeyen dînden çıkmaz, günâhkâr bir Müslümân olur…
Dînimizin emirleri tedrîcî olarak gelmiştir. Meselâ Mirâc’dan önce, yalnız sabah ve ikindi namâzları vardı. Beş vakit namâz, Milâdî 621 yılında ve hicretten bir yıl önce İsrâ ve Mirâc gecesinde farz oldu. Bilindiği gibi Hicret, 622’de oldu. Bâzı ibâdetler, hicretten sonra emredildi. Meselâ Ramazân orucu, 624’te farz oldu. Zekât da aynı yıl Ramazân ayında farz kılındı. Hac ise, 631’de farz oldu… 625 ve 627 yıllarında da, kadınlara örtünme emirleri gelmiştir.
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı Kerîmde, Nûr sûresinin 31 ve Ahzâb sûresinin de 59’uncu âyet-i kerîmelerinde tesettürü emir buyurmuştur…)

Saygıdeğer Okuyucularımız!..
Muhterem Hocamızın bu sözleri, hâliyle hepimize “FETÖ”nün Kurucu Başkanı Fetullah Efendi’yi hâtırlattı. Ardından da bize, aşağıdaki mısraları yazdırdı.
Diyoruz ve bu his ve düşüncelerle kaleme aldığımız bu şiirimizle Sizleri başbaşa bırakıyoruz. Kalbî sevgi ve saygılarımızla…

“14 asır farz” iken, “usûl”ken “fürû” oldu;
Bir “Efendi” türedi, “itikâda” saldırdı;
“Hicretten göre” döndü, “hicâbsız zaman” boldu!
“Vatikan-Coni” bağı, “îmânını” aldırdı;
Düştü “Pensi…” yoluna, “Nâr-ı Cehîm”i buldu!..

“14 asır farz” iken, “teferruat” sayıldı;
“Sosyetik Nisâcılar”, bu teşhise bayıldı;
“Zaman Medya” eliyle, dört bir yana yayıldı!
“Vatikan-Coni” bağı, “îmânını” aldırdı;
“Said Nursî” uyardı(*), “…13-16” yıldı!..

“15 Temmuz Tokadı”, “on bin takla” attırdı;
“Fuat Uğur” çok yazdı(**), sanma “küçük patırdı”;
Bu öyle bir “dayak” ki, “zakkumları” tattırdı!..
“Vatikan-Coni” bağı, “îmânını” aldırdı;
“Byloock”ları çözüldü, “FETÖ” hepten fıttırdı!..

Bütün bunlar “Fürûât”, “Hâviyye” yol gözlüyor;
“Gel Münâfık!.. Gel Mürted!..” deyip Sizi özlüyor;
“Ahzâb-Nûr”u görmeyen, Sapıklara közlüyor!
“Vatikan-Coni” bağı, “îmânını” aldırdı;
Kim var kol-kanat geren, günbegün tökezliyor!..

“Ramazan Hoca” yazdı, “Dînî Düğümü” çözdü;
“Farzı kabul etmeyen: Nâr-ı Cehîm’de közdü;
“FETÖ’cüler” okudu, “İhlâs Holding”e kızdı!
“Vatikan-Coni” bağı, “îmânını” aldırdı;
“Siyon Ağı”na düştü, Tel-Aviv için kozdu!..

KAYIKÇ’Ali yaz-söyle; “Ayvallı, Ehl-i Sünnet”;
“Rabbânî’nin Yolunda”, yıllarca yapan hizmet;
“Mektubât” bir “zincirdir”, “Silsile-i alâmet!”
“Îmânda Şüpheleri”, “mektup-mektup” kaldırdı;
“FETÖ Bozuntuları”, “itikâda” saldırdı!..

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.